Bir zamanlar Mavi Orman’ın derinliklerinde, mantar evleri, neşeli kahkahaları ve çalışkanlıklarıyla ünlü Şirinler yaşıyordu. Her şey her zamanki gibi huzurlu ve mutluydu. Ta ki bir sabah Şirin Baba, yıllardır kimseye göstermediği o meşhur “Altın Şirin İksiri” tarifinin kaybolduğunu fark edene kadar…
Bu tarif öyle sıradandı ki, yanlış ellere geçerse tüm ormanda mevsimleri bile değiştirebilecek kadar güçlü bir iksir ortaya çıkardı. Ama Şirin Baba’nın amacı hep iyiydi; baharda çiçekleri canlandırmak, kırık şirin kalplerini onarmak, ormana huzur vermek…
Fakat tarif yoktu.
1. Kayıp Tarifin Gizemi
Şirin Baba, uzun sakalını düşünceli bir şekilde sıvazladı:
“Bu tarif yalnızca kırmızı kapaklı defterdeydi… Nereye kaybolmuş olabilir?”
Şirinler köyünde büyük bir telaş başladı. Şirine’den Aşçı Şirin’e, Güçlü Şirin’den Usta Şirin’e herkes aramaya koyuldu. Ama defter yoktu.
Tam o sırada, küçük bir mantar evinin gölgesinden çıtırdı duyuldu. Meraklı Şirin heyecanla seslendi:
“Şirin Baba! Ormanın içinden garip ışıklar geliyor!”
2. Parıldayan Patika
Şirinler, ışıkların geldiği patikaya doğru ilerledi. Patikanın taşları altın sarısı yanıp sönüyordu. Böyle bir şeyi daha önce hiç görmemişlerdi.
“Bu… sihirli bir iz olmalı!” dedi Şirin Baba.
Patikayı takip ettikçe, yol onları Mavi Orman’ın hiç bilmedikleri bir noktasına götürdü. Normalde ormanda kuş cıvıltıları olurdu, ama burada yalnızca hafif bir melodi vardı… Sanki rüzgâr şarkı söylüyordu.
3. Rüzgâr Kütüphanesi
Patikanın sonunda, dalları kitap raflarına benzeyen dev bir ağaç duruyordu. Ağaç içeriye doğru kıvrılmış, doğal bir kapı oluşturmuştu. Üzerinde altın harflerle “RÜZGÂR KÜTÜPHANESİ” yazıyordu.
Şirin Baba şaşkınlıkla mırıldandı:
“Bu kütüphaneyi yalnızca rüzgârın seçtiği kişiler görür…”
İçeri girdiklerinde yüzlerce, hatta binlerce kitap uçuşuyordu. Kitaplar sayfalarını çevirebiliyor, birbirleriyle fısıldaşıyor, ara sıra melodiler yayıyordu.
Tam o sırada bir kitap şirinlerin önüne indi. Kırmızı kapaklı, altın işlemeli bir defterdi.
“Tarif defterim!” diye haykırdı Şirin Baba.
Ama bir problem vardı: Defterin içi tamamen boştı.
4. Kitapların Sırrı
Kitaplardan biri kendi kendine açılıp konuşmaya başladı:
“Bu kütüphane, kaybolmuş bilgileri saklar… Ama bilgiyi geri almak için bir sınavı geçmeniz gerekir.”
Şirinler birbirine baktı. “Sınav mı?” dedi Meraklı Şirin.
Evet. Rüzgâr Kütüphanesi’nin sınavıydı bu.
5. Üç Sınav
Birinci Sınav: Cesaret
Şirinler, koridorlardan birinde dev bir gölgeyle karşılaştı. Gölge dev gibi görünse de, aslında ürkmüş bir yavru kuştu. Güçlü Şirin ona yaklaşarak nazikçe konuştu. Gölge kayboldu, kuş cıvıldadı ve ilk sayfaya tarifin bir kısmı geri geldi.
İkinci Sınav: Bilgelik
Uçuşan kitaplar arasında yanlış sırayla yazılmış bir şiir vardı. Şirin Baba ve Şirine kelimeleri doğru yerlerine yerleştirdiler. Deftere ikinci bölüm eklendi.
Üçüncü Sınav: Dostluk
Son odada, Şirinler birbirlerinden ayrı düşecekleri bir yanılsamayla karşılaştı. Sadece el ele tutuşup birlikte yürürlerse geçebileceklerdi. Tüm Şirinler birleşti, adım adım yürüdüler ve son sayfa da doldu.
Tarif tamamlanmıştı.
6. Kütüphanenin Hediyesi
Rüzgâr Kütüphanesi’nin en eski kitabı ağır ağır açıldı ve içinden bir tüy çıktı.
“Bu, Ormanın Rüzgâr Tüyü,” dedi kitap.
“Ne zaman kaybolmuş bir şey ararsanız, tüy size yolu gösterecek.”
7. Mutlu Son
Şirinler köye döndü. Şirin Baba tarifsiz mutluydu. Altın Şirin İksiri’ni hazır etti ama yalnızca bir damla kullandı. Çünkü tarifin gerçek sırrı iksirde değil, Şirinlerin birlikte başardığı yolculuktaydı.
O günden sonra Şirin Köyü’nde bir şey kaybolduğunda tüm Şirinler şöyle derdi:
“Birlikte ararsak, her şeyi buluruz!”
Ve Rüzgâr Tüyü her seferinde onlara yolu gösterirdi…
Masal burada biter, ama Mavi Orman’da rüzgârın söylediği şarkılar hâlâ sürer.
