Bir varmış bir yokmuş… Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, gökyüzünün en derin köşelerinde, insanların gözle göremediği ama rüzgârların hep duyduğu gizli bir ülke varmış. Bu ülkeye Bulutların Ülkesi denirmiş.
Bulutların Ülkesi pamuk gibi yumuşak, inci gibi parlak bulutlardan yapılmış saraylarla doluymuş. Renk renk gökkuşakları köprü olur, şimşekler altın iplik gibi geceyi süsler, yıldızlar ise ülkenin lambalarıymış. Orada yaşayanlar bulut perileriymiş. Her biri, gökyüzünü korumakla görevliymiş: kimi yağmur tanelerini hazırlıyor, kimi rüzgârları dizginliyor, kimi de gökkuşaklarını boyuyormuş.
Fakat bulutların en yüksek zirvesinde, kimsenin bilmediği eski bir sır saklanıyormuş. Bu sır, gökyüzünün kalbinde gizlenmiş Bulutların Definesiymiş. Derler ki, o defineye sahip olan, dünyaya hem bolluk hem de huzur getirebilirmiş. Ama defineyi bulmak kolay değilmiş; çünkü göklerin kapısını açmak için cesur, temiz kalpli ve sabırlı olmak gerekirmiş.
Yeryüzünden Gelen Çocuk
Yeryüzünde, küçük bir köyde yaşayan Elif adında meraklı bir kız varmış. Elif gökyüzüne bakmayı çok severmiş; saatlerce bulutların şekillerini seyreder, bazen onları at, bazen gemi, bazen de ejderha gibi hayal edermiş. Ama bir gece, rüyasında parlak kanatlı bir peri ona seslenmiş:
“Elif, Bulutların Definesi seni çağırıyor. Yola çıkmaya cesaretin var mı?”
Elif sabah uyandığında kalbi hâlâ heyecanla çarpıyormuş. Rüyanın gerçek olduğuna inanmış. Birkaç gün sonra köyün yakınındaki dağın tepesine çıkmış. Orada göğe doğru uzanan incecik bir ışık sütunu görmüş. Tereddüt etmeden ışığın içine adım atınca kendini yumuşacık bulutların arasında bulmuş.
Bulutların Ülkesine Yolculuk
Elif’in karşısına bembeyaz saçlı, uzun giysili bir Bulut Bekçisi çıkmış.
“Hoş geldin Elif,” demiş gülümseyerek. “Definesi arayan çok oldu, ama sadece temiz kalpli olanlar yolculuğu tamamlayabilir.”
Bekçi ona üç sınavdan bahsetmiş:
- Sabır Sınavı – Zamanın akışını bekleyebilmek.
- Cesaret Sınavı – Karanlık bulutların öfkesinden korkmamak.
- Merhamet Sınavı – Başkası için kendinden vazgeçebilmek.
Elif sınavları kabul etmiş.
Sabırın Sınavı
İlk olarak Elif, “Rüzgâr Saati Bahçesi”ne götürülmüş. Orada zamanı gösteren dev bir saat varmış, ama akrebi ve yelkovanı bir türlü hareket etmiyormuş. Bekçi ona demiş:
“Bu saatin çalışması için sabırla beklemen gerek. Acele edenler yolu kaybeder.”
Elif saatlerce oturmuş, gökyüzünü seyretmiş, kuşların kanat çırpışını dinlemiş. Güneş doğmuş, batmış, tekrar doğmuş. Nihayet üçüncü gün, saat tıkırdamaya başlamış. Elif sabrı öğrenmiş.
Cesaretin Sınavı
Sonra kara bulutların toplandığı “Gök Gürültüsü Vadisi”ne varmış. Vadide yıldırımlar çakıyor, rüzgâr uğulduyormuş. Elif korkmuş ama geri adım atmamış. Bir ara kocaman bir gölge ortaya çıkmış: Korku Bulutu Ejderhası!
Ejderha kükremiş: “Beni geçemezsin!”
Elif titremiş, ama derin bir nefes alıp cesurca ileri adım atmış:
“Ben korkudan değil, umuttan yanayım!” demiş. O anda ejderha duman gibi dağılıp kaybolmuş.
Merhametin Sınavı
Son sınavda Elif, bulutların arasında küçük bir kuş yavrusu bulmuş. Yorgunluktan uçmakta zorlanıyormuş. Yoluna devam etse defineye ulaşacakmış, ama kuşu bırakırsa zavallıcık düşüp yok olabilirmiş. Elif düşünmeden kuşu kucağına almış ve günlerce taşıyarak beslemiş.
İşte o an, gökyüzü altın ışıklarla dolmuş, gökkuşağı Elif’in önünde yol olmuş. Küçük kuş bir peri kuşuna dönüşmüş ve demiş ki:
“Elif, merhamet gösterdin, kalbinle kazandın. Artık define sana emanet.”
Bulutların Definesi
Elif göklerin kalbine vardığında orada sandıklar, altınlar, mücevherler değil, bambaşka bir define bulmuş: İyiliğin ve barışın kaynağı olan bir kalp ışığı. Bu ışık gökyüzünden yeryüzüne indiğinde, kurak topraklara yağmur yağdırıyor, kavgalı kalpleri barıştırıyor, açların karnını doyuruyormuş.
Elif o ışığı köyüne getirmiş. Köyde bolluk başlamış, insanlar kavga etmeyi bırakmış. Ve her gece gökyüzüne baktığında bulutların arasından hafifçe gülümseyen perileri görür olmuş.
Bir süre sonra Elif büyümüş ama çocuklara hep şunu anlatırmış:
“Gerçek define altın ya da gümüş değildir. Gerçek define, kalbinizde taşıdığınız sabır, cesaret ve merhamettir.”
Ve o günden sonra gökyüzüne bakan her çocuk, bir an için Elif’in yolculuğunun izlerini bulutların arasında görürmüş.