Pazartesi, Ekim 20, 2025
Ana SayfaYaşa Göre11+ Yaş MasallarıGölün Altındaki Uyuyan Taş

Gölün Altındaki Uyuyan Taş

Elva’nın göl altındaki sihirli taşı mühürleyerek dünyayı kurtardığı cesaret dolu bir masal.

Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, uzak diyarların birinde, etrafı ulu dağlarla çevrili, ortasında kocaman bir göl bulunan bir vadi varmış. Bu göle herkes Sessiz Göl dermiş, çünkü rüzgâr esse bile yüzeyi neredeyse kıpırdamazmış. Göl öylesine duru ve derinmiş ki, içine bakınca gökyüzünü değil, sanki bir başka dünyayı görürmüşsün.

Bu vadide yaşayanlar, gölün ortasında yer alan küçük adaya yaklaşmazlarmış. Çünkü atalarının anlattığına göre, adanın tam altında, gölün dibinde bir taş yatarmış. Ama bu öyle sıradan bir taş değilmiş: Uyuyan bir taş. Ve eğer bu taş uyanırsa, göl taşar, dağlar sarsılır, dünya bir daha eskisi gibi olmazmış.

Köylüler bu efsaneye inanır, göle saygıyla yaklaşırmış. Balık tutarlarmış, su alırlarmış ama asla adaya yüzmez ya da tekneyle gitmezlermiş. Yalnızca çocuklar, meraklarını zapt etmekte zorlanır, geceleri gizli gizli göle bakarlarmış.

Bu çocuklardan biri de Elva adında bir kızmış. Elva, diğerlerinden farklı olarak gölden korkmaz, onu büyüleyici bulurmuş. Annesi ona sürekli gölün tehlikelerinden bahsetse de Elva, gölün içinde kötü bir şey değil, unutulmuş bir sır olduğuna inanırmış.

Bir gün Elva, göl kenarında yürürken yaşlı bir kadına rastlamış. Kadının saçları gümüş gibi parlıyormuş ve elinde yosunlarla kaplı bir asa tutuyormuş.

“Sen Elva mısın?” demiş kadın, çatallı sesiyle.
“Korkma, adını rüzgârdan duydum.”

Elva şaşkınmış. “Evet… Benim. Siz kimsiniz?”

“Ben Yansı Kadınıyım. Gölün sırlarını bilen az kişiden biriyim. Ama artık çok yaşlandım. Bilgimi devredeceğim birini bekliyordum.”

Kadın Elva’ya gölün altındaki taşın aslında bir mühür olduğunu anlatmış. Bin yıl önce, insanların kibri ve açgözlülüğü bir yaratığı uyandırmış: Unutuş Ejderi. Bu ejder, insanların anılarını yutar, neyi sevip neyi koruduklarını unuttururmuş. Dağlar inlemiş, ormanlar solmuş. Sonunda dört bilge birleşip ejderi alt etmişler ve bir taşın içine mühürlemişler. O taş da şimdi gölün altında yatıyormuş.

Çocuklarımızın İlgisini Çekebilir:  Uyku Perisi ve Rüya Şatosu

“Elva,” demiş kadın, “taş uyanıyor. İnsanlar yine unutmaya başladı. Doğayı, birbirini, iyiliği… Taşı yeniden mühürleyecek kişi sensin.”

Elva korkmuş ama geri adım atmamış.

Ertesi gece, gölün üstüne sis çökmüşken, yaşlı kadın Elva’yı adaya götürmüş. Elva orada bir mağaranın girişini bulmuş. Girişte dört sembol varmış: Su, Toprak, Ateş ve Rüzgâr. Elva, dört gün boyunca bu unsurları temsil eden görevleri yerine getirmiş: balıkla konuşmuş, bir taşla dost olmuş, rüzgârla dans etmiş, kamp ateşinde dualar etmiş. Her görevde biraz daha güçlenmiş ama biraz da yorgun düşmüş.

Sonunda mağaranın derinliklerinde uyuyan taşı görmüş. O anda göl sarsılmış, su kararmış, derinlerden ejderin fısıltısı yükselmiş:

“Unuttular… Beni yine hatırlasınlar…”

Elva yüreğini dinlemiş ve taşın üzerine ellerini koyup şarkı söylemiş. Bildiği bir ninniymiş bu; annesinin ona söylediği. O ninniyle taş yeniden mühürlenmiş, göl sakinleşmiş.

Sabah olduğunda Elva gözlerini göl kenarında açmış. Yaşlı kadın yokmuş, ama suyun üzerinde yosunla yazılmış bir cümle varmış:

“Hatırlayan biri oldukça, unutuluş hüküm süremez.”

Elva o günden sonra Sessiz Göl’ün koruyucusu olmuş. İnsanlara sadece taşın tehlikesini değil, birbirini hatırlamanın, doğayı unutmamanın önemini de anlatmış.

Ve göl… Hâlâ orada. Sessiz, derin ve bekleyen…

Benzer Masallar

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz