Bir zamanlar, Yelkovan Ormanı’nın kıyısında, minik ama bir o kadar da meraklı bir fare yaşardı: Jerry. Jerry’nin en büyük özelliği, hiçbir şeyi kaybetmemesiydi. Arkadaşları ona “Düzenli Jerry” derdi. Ta ki bir sabah, güneş henüz yaprakların ucuna altın rengi çizerken, beklenmedik bir ses işitilene kadar…
“Jerry! Anahtar kayıp!”
Ses, ormanın en yaşlı sakini olan Bay Turt’un, yani kaplumbağa bilgenindi. Bay Turt’un kaybettiği şey, sıradan bir anahtar değildi. Bu anahtar, ormanın en derinindeki Uykulu Kapıyı açıyordu. Kapı, ormanı bin yıldır kötü rüyalardan koruyan bir büyü saklıyordu. Anahtar olmazsa kapı uyanır, kapı uyanırsa orman rüyasız kalırdı.
Jerry hemen harekete geçti.
1. İpucu: Rüzgârın Fısıldadığı Yaprak
Jerry, Bay Turt’un kulübesinde aramaya başladığında yerde kıpır kıpır bir yaprak buldu. Yaprak rüzgârla değil, sanki kendi isteğiyle titriyordu.
“Beni takip et,” dedi yaprak, incecik bir sesle.
Jerry, tereddüt etse de yaprağı takip etti. Yaprak, sürüklenip süzülerek onu ormanın gölge tarafına götürdü. Orada eski bir ağacın kovuğuna tıkalı küçük bir kâğıt parçası buldular. Üzerinde tek bir kelime yazıyordu:
“Dönenler.”
2. İpucu: Dönenler Tepesi
Jerry, kâğıttaki kelimenin Dönenler Tepesi’ni işaret ettiğini anladı. Orada sürekli kendi etrafında dönen ve asla yorulmayan minik rüzgâr perileri yaşardı.
Tepenin zirvesine vardığında perilerden biri yere çöküp nefes nefese kalmış haldeydi. Böyle bir şey daha önce asla olmamıştı.
“Jerry… biri anahtarı çaldı,” dedi peri.
“Kim?” diye sordu Jerry.
Peri, titreyen kanatlarıyla yere bir şekil çizdi: uzun kulaklı, ince gölgeli bir yaratık… Gölgeli Tavşan.
3. Gölgeli Tavşan’ın Peşinde
Gölgeli Tavşan çok hızlı, çok sessizdi ve çoğu zaman gerçek değilmiş gibi görünürdü. Jerry onu bulabilmek için zekâsını kullanmalıydı.
Ormanın yankı evine gitti, uğultulu mağaralarda sesini üç kez yankılattı. Gelen son yankı, tavşanın saklandığı yönü işaret etti: Sisli Çayırlar.
Oraya vardığında, küçük bir çukurun kenarında oturan Gölgeli Tavşan’ı buldu. Tavşan, anahtarı dişleriyle çevirip parlatıyordu.
“Onu neden aldın?” diye sordu Jerry.
Gölgeli Tavşan boğuk bir sesle cevap verdi:
“Ben kötü değilim… sadece kapının ardındaki rüyayı görmek istedim. Çünkü ben hiç rüya görmem.”
Jerry, tavşanın gözlerinde gerçek bir hüzün olduğunu fark etti.
4. Dürüst Bir Anlaşma
Jerry düşündü, sonra sakince konuştu:
“Kapıyı açabiliriz… ama birlikte ve Bay Turt’un izniyle. Rüyalar paylaşılınca güzeldir.”
Tavşan şaşırdı. Hiç kimse ona daha önce güvenmemişti.
Anahtarı Jerry’ye uzattı.
5. Uykulu Kapı’nın Uyanışı
Üçü birlikte ormanın kalbine, Uykulu Kapı’ya yürüdüler. Kapı derin bir nefes almış gibiydi; üzerindeki desenler hafif hafif titreşiyordu.
Jerry anahtarı yuvaya yerleştirdi. Kapı açıldığında içeri mis gibi çiçek kokusu yayıldı. Kapının ardında bir oda değil, upuzun bir gökyüzü vardı — içinde süzülen renkli hayaller, yumuşak bulutlardan yapılmış masallar…
Gölgeli Tavşan adımını attığında gözleri doldu. İlk rüyasını gördü: kendisinin yalnız olmadığı bir rüya.
Sonrasında…
Orman o günden sonra Gölgeli Tavşan’ı bağrına bastı. Tavşan da kapının koruyucularından biri oldu. Jerry ise yine “Düzenli Jerry” olarak anıldı ama bu kez bir unvan daha aldı:
“Kayıp Anahtarın Kahramanı.”
Ve Yelkovan Ormanı’nda her gece, rüzgâr perileri rüya tozlarını savururken, Jerry ve arkadaşlarının maceraları uzun uzun anlatıldı.
Böylece masal bitti.
Ama Jerry’nin maceraları hiç bitmedi.
