Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, rüzgârın bile fısıltıyla konuştuğu, dağların ardında saklı bir köy varmış. Bu köyde yaşayan insanlar, her sabah güneşi tebessümle karşılarmış. Fakat köyün en büyük sırrı, yüksek dağın zirvesinde yer alan Altın Kapı imiş. Kapının ardında ne olduğunu kimse bilmezmiş, çünkü bugüne kadar kimse o kapıyı açamamış.
Bir gün köyün en meraklı çocuğu olan Elif, dedesinin sandığında eski bir harita bulmuş. Haritada Altın Kapı’ya giden yol ve üç ayrı noktada saklı üç anahtarın yeri çizilmiş. Elif heyecanla haritayı dedesine göstermiş. Dede hafifçe gülümseyerek şöyle demiş:
— Bu harita büyükannenden kalma. Anahtarlar bulunursa Altın Kapı açılır, ama her anahtar kalbin bir sırrını da açar. Cesaretin varsa yola çık, ama her bir anahtarı bulmak kadar, onu hak etmek de gerek.
Elif, sırt çantasını hazırlamış, haritayı almış ve yola koyulmuş.
İlk Anahtar – Cesaretin Anahtarı
İlk anahtar, Karanlık Orman’ın derinliklerindeymiş. Ormanda korkunç sesler çıkaran, gözleri parlayan bir yaratık yaşarmış. Ama Elif korkmamış, kalbindeki cesareti hatırlayarak ormanın derinliklerine inmiş. Orada korkunç gibi görünen yaratığın aslında bir tilki olduğunu, sadece yalnız olduğu için bağırdığını fark etmiş. Elif, tilkiye sarılmış ve onunla dost olmuş. Tilki, dişlerinin arasında sakladığı parlayan birinci anahtarı Elif’e vermiş.
İkinci Anahtar – Merhametin Anahtarı
İkinci anahtar, Ağlayan Göl’ün kıyısında saklıymış. Bu göl, yalnız kalan kuğuların gözyaşlarından oluşmuş. Elif göle vardığında, gölde ağlayan küçük bir kuğu görmüş. Kuğunun kanadı kırıkmış. Elif onu sabırla iyileştirmiş, günlerce başında beklemiş. Kuğu iyileşince, kanatlarının altından ikinci anahtarı çıkarıp Elif’e vermiş.
Üçüncü Anahtar – Doğruluğun Anahtarı
Son anahtar, Yankı Mağarası’ndaymış. Burada herkesin sesi kendine yalan söyleyince kaybolurmuş. Elif mağaranın derinliklerine girdiğinde bir bilgeyle karşılaşmış. Bilge ona şöyle demiş:
— Bu anahtarı alman için önce kendine en büyük hatanı dürüstçe itiraf etmelisin.
Elif uzun süre sessiz kalmış, sonra fısıldamış:
— Bir gün, kardeşimin en sevdiği oyuncağı kırdım ve onun yapmadığını söyledim.
Bu söz yankılanmış ama kaybolmamış. Mağara doğruyu kabul etmiş ve içinden çıkan ışıkla üçüncü anahtar Elif’in önüne düşmüş.
Altın Kapı
Üç anahtarı bulan Elif, büyük dağın zirvesine tırmanmış. Altın Kapı’nın önüne geldiğinde anahtarları sırayla takmış: Cesaret, Merhamet ve Doğruluk… Kapı ağır ağır açılmış ve içinden sadece bir şey çıkmış: Bir ayna.
Aynada Elif, gülümseyen, güçlü ve sevgi dolu bir çocuk görmüş. Altın Kapı’nın sırrı, hazinelerin değil, insanın içindeki güzelliklerin olduğunu anlatmakmış. Elif, artık köyüne dönerken sadece üç anahtarla değil, kalbinde binlerce anahtarla yürüyormuş.
Ve o günden sonra köyde her çocuk kendi kalbinin kapılarını açmak için cesareti, merhameti ve doğruluğu aramaya başlamış.
Gökten üç elma düşmüş:
Biri bu masalı yazanın,
Biri okuyanın,
Biri de kalbinin kapısını açana…