Bir varmış bir yokmuş…
Uzak diyarlarda, bulutların arasına gizlenmiş, haritalarda adı olmayan bir köy varmış. Bu köyün tam ortasında, etrafı yüksek taş duvarlarla çevrili gizemli bir bahçe bulunurmuş. Bahçenin adı “Rüya Bahçesi”ymiş.
Ne var ki bu bahçeye köyde hiç kimse girmeye cesaret edemezmiş. Çünkü bahçenin kapısı sadece geceleri, ay ışığı yere ince gümüş teller gibi serildiğinde açılırmış. Gündüz gözüyle bakanlar paslı bir kapı ve sarmaşıklarla örtülmüş duvarlar görürken, geceleyin kapının üzerinde ay ışığıyla parlayan yazılar belirirmiş:
“Girmek isteyen, kalbini ışığa açsın.”
Köylülerden kimse bu cümlenin anlamını bilmez, bahçeye yaklaşmaya dahi korkarmış. Çünkü rivayetlere göre bahçeye giren, geri dönmezmiş.
🌸 Cesur Kız Elif
Köyde Elif adında meraklı, cesur ve biraz da hayalperest bir kız yaşarmış. Elif’in en büyük hayali bahçenin sırlarını çözmekmiş. Çocukluğundan beri köylüler ona “sakın yaklaşma, orası uğursuz” derlermiş ama Elif kalbinin derininde bahçenin kötü değil, aksine büyülü ve iyi bir yer olduğuna inanırmış.
Bir gece rüzgâr tatlı tatlı eserken, Elif gizlice bahçenin kapısına varmış. Ay ışığı tam kapının üzerine düşmüş, yazılar parıl parıl parlıyormuş. Elif, içindeki korkuyu bastırarak derin bir nefes almış, kalbini açık tutmuş ve kapıya dokunmuş. İşte o anda ağır taş kapı hiç gıcırdamadan sessizce açılıvermiş.
Bahçeden içeri adım atar atmaz, Elif bambaşka bir dünyaya geçmiş gibi hissetmiş. Çiçekler gündüz çiçeği gibi ışıldıyor, kelebekler geceye özgü renklerle kanat çırpıyormuş. Kuşların melodileri sanki rüya ile gerçeğin arasında gidip gelen bir şarkıyı söylüyormuş.
🌌 Bahçenin Koruyucusu
Bahçenin tam ortasında, dalları gökyüzüne kadar yükselen devasa bir ağaç varmış. Ağacın gövdesi gümüş gibi parlıyor, yaprakları yıldızlarla süslenmiş gibi ışıldıyormuş. Elif hayran hayran bakarken ağacın dibinde bir figür belirmiş: uzun saçlı, gözleri gökyüzü mavisi, yüzünde hem gençliğin hem de bilgelik çizgilerini taşıyan bir kadın.
Kadın gülümseyerek konuşmuş:
“Hoş geldin Elif. Ben Rüya Bahçesi’nin koruyucusuyum. Yüzyıllardır burayı kimseye açmadım. Fakat senin kalbin saf, merakın temiz. Bu yüzden kapı sana aralandı.”
Elif heyecanla sormuş:
“Peki, bu bahçe neden gizli? Neden köylüler buraya girmekten korkuyor?”
Koruyucu derin bir nefes almış:
“Çünkü insanlar kalplerindeki ışığı unuttular. Bu bahçe, hayallerini kaybedenlerin değil, hayal kurmayı bilenlerin yeri. Buraya giren, kendi kalbinin aynasını görür. Kötü niyetle gelenler kaybolur, iyi niyetle gelenler ise sırların bilgisine erişir.”
✨ Üç Kapının Sırrı
Koruyucu, Elif’i ağacın etrafında dönen ışıklı bir patikaya götürmüş. Patika üç ayrı kapıya çıkıyormuş.
- Birinci kapı kristalden yapılmış, arkasından rengârenk ışıklar sızıyormuş.
- İkinci kapı siyah obsidyendenmiş, üzerinde küçük gümüş işaretler varmış.
- Üçüncü kapı ise sade tahta kapıymış, sanki köydeki evlerin kapılarından farksız.
Koruyucu demiş ki:
“Her kapı kalbinin bir yanını gösterir. Doğru olanı seçersen bahçenin en büyük sırrını öğrenirsin.”
Elif kapıların önünde uzun uzun durmuş. İlk kapı cazipmiş; ışıklar göz kamaştırıcı. İkinci kapı biraz korkutucu ama bir yanıyla güçlü hissettiriyormuş. Üçüncü kapı ise sıradan görünüyor ama Elif kalbinin derininde bir sıcaklık hissetmiş.
Bir süre düşündükten sonra, Elif üçüncü kapıyı seçmiş. Kapı yavaşça açılmış ve içinden tatlı bir rüzgâr çıkmış.
🌱 Kalbin Bahçesi
Kapının ardında Elif, kendi kalbinin bahçesine çıkmış. Burada çocukken kurduğu hayaller birer çiçek olmuş, unutulmuş sevinçleri gökyüzünde uçan kuşlara dönüşmüş.
Bir köşede küçükken kurduğu “uçan gemiyle gökyüzünde yolculuk” hayali rengârenk bir balona dönüşmüş. Bir diğer köşede “iyilik yapan bir kahraman olma” hayali, altın zırhlı bir heykel gibi parlıyormuş.
Elif gözyaşlarını tutamamış. “Ben bunları unutmuştum…” demiş.
Koruyucunun sesi yankılanmış:
“İnsan büyüdükçe hayallerini unutur, korkularına yenik düşer. Rüya Bahçesi, insanlara kalplerinin en saf yanını hatırlatır. Sen bu sırrı gördün, artık asla unutmamalısın.”
🌟 Köye Dönen Işık
Elif, bahçeden çıktığında sabah olmuş. Güneş köyün üzerine doğarken Elif’in yüzü ışıldıyormuş. Artık köydeki hiç kimse ona inanmasa bile, Elif Rüya Bahçesi’nin sırrını biliyormuş:
İnsanın en büyük gücü, kalbinde sakladığı hayalleriymiş.
Yıllar geçmiş, Elif büyümüş, bilge bir kadın olmuş. Köyde çocuklara hep aynı öğüdü verirmiş:
“Kalbinizdeki ışığı kaybetmeyin. Çünkü bir gün, siz de kendi rüya bahçenizin kapısını bulacaksınız.”
Ve böylece Rüya Bahçesi’nin sırrı, kulaktan kulağa yayılan bir masal olmuş.
🌙 Gökten üç hayal topu düşmüş:
Biri bu masalı dinleyenlerin kalbine,
Biri hayal kurmayı hiç bırakmayanlara,
Biri de bir gün kendi Rüya Bahçesi’ni arayacak olanlara…