Masalı dinlemek için tıklayın.
Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, sayıların yaşadığı uzak bir diyarda, her sayının bir görevi vardı. Bu diyarda, 1’den sonsuza kadar her sayı kendi işini yapar, evrenin düzenini korurdu. Kimisi köprü kurar, kimisi zamanı hesaplar, kimisi de yıldızları sayardı.
Ama 230 sayısı… O diğerlerinden farklıydı.
Ne zaman 230 bir iş yapmaya kalksa, diğer sayılar onun fazla büyük ya da fazla sıradan olduğunu düşünür, görev vermezlerdi. 2 ve 3 gibi asal sayılar çok havalıydı. 10 ve 100 gibi yuvarlak sayılar törenlerde konuşmalar yapardı. Ama 230, arada kalmış bir sayıydı.
Bir gün, Sayı Diyarı büyük bir sorunla karşılaştı. Zaman Nehri tersine akmaya başlamış, günler karmakarışık olmuştu. 1’den 229’a kadar bütün sayılar çözüm bulmaya çalıştı, ama hiçbiri işe yaramadı. Sonunda Bilge 0 konuştu:
— Bu işin sırrı Zaman Taşı’nda gizli. Ama Taş’ı aktif hale getirecek kod, çok özel bir sayı olmalı. Ne asal, ne tam kare, ne de yuvarlak. Hem sessiz hem güçlü…
Bütün gözler birbirine baktı. O sırada kenarda sessizce duran 230 biraz adım attı:
— Belki… belki bir şans verirsiniz?
Tüm sayılar sustu. Sonra Bilge 0 başını salladı.
— Dene, 230.
230 yaklaştı, Zaman Taşı’nın merkezine dokundu. Birden ışıklar saçıldı, nehir normale döndü, saatler tıkır tıkır işlemeye başladı. Herkes şaşkındı.
— Nasıl oldu bu? — diye fısıldadı 12.
Bilge 0 gülümsedi:
— Çünkü her sayının bir zamanı vardır. Ve bugün, 230’un zamanıydı.
O günden sonra 230 sayısı büyük saygı gördü. Çünkü bazen arada kalmış gibi görünenler, en büyük değişimi başlatanlardır.