Bir zamanlar gökyüzünün en derin köşesinde, sadece geceleri ortaya çıkan gizli bir yıldız ülkesi varmış. Bu ülkenin adı Yıldızova imiş. Yıldızova’daki tüm yıldızlar farklı renkteymiş: mavi, yeşil, pembe, mor, turuncu… Ama hiçbiri sarı değilmiş. Çünkü sarı yıldızlar, Dünya’dan görülebilen yıldızlarmış ve Yıldızova’da yaşamak yasakmış onlar için.
Bu yıldızlardan biri, küçük mavi yıldız Mino imiş. Mino her gece diğer renkli yıldızlarla oyunlar oynar, gökyüzüne parıltılı şekiller çizer, ama her seferinde aşağıya, Dünya’ya bakarken bir şey hissedermiş… Merak!
Bir gün, Mino aşağıdan hafifçe parlayan, ama çok uzakta olan sarı bir yıldız fark etmiş. Bu sarı yıldız, diğerlerinden farklı olarak parıldarken göz kırpıyor gibiymiş. Mino dayanamamış ve ona seslenmiş:
“Hey! Sen kimsin? Neden böyle parlıyorsun?”
Sarı yıldız cevap vermiş: “Benim adım Luma. Dünyalılar beni ‘Küçük Güneş’ diye çağırıyor. Ben Dünya’yı ısıtamam ama geceyi aydınlatabilirim.”
Mino şaşkınlıkla parlamış. “Bizimle oynar mısın?” diye sormuş heyecanla.
Ama o anda gökyüzünü kaplayan büyük mor yıldız Zarn, Mino’yu uyarmış:
“Mino! Sarı yıldızlarla konuşmak yasaktır! Onlar farklıdır. Farklı olan tehlikelidir!”
Mino üzülmüş. Ama kalbindeki merak onu durduramamış. O gece herkes uyurken, Mino sessizce Yıldızova’dan ayrılmış ve Luma’ya doğru süzülmüş. Luma ona gökyüzünün ötesini, galaksileri, Dünya’yı ve insanların hayallerini anlatmış.
Mino büyülenmiş. Luma da ilk kez farklı renkli bir yıldızla konuştuğu için çok mutlu olmuş.
Ertesi sabah, Yıldızova’da büyük bir telaş başlamış: Mino kayıptı! Zarn ve diğer yıldızlar onu bulmak için ararken, gökyüzünde hiç görülmemiş bir şey olmuş…
Mino, Luma’nın yanında dönmüş, ama artık rengi gökkuşağı gibi parlıyormuş! İçinde mavi, sarı, pembe ve morun bütün tonları varmış.
Zarn öfkeyle bağırmış: “Ne yaptın kendine?! Rengini bozmuşsun!”
Ama diğer küçük yıldızlar hayranlıkla bakmışlar Mino’ya. “Ne kadar güzel olmuşsun!” demişler. “Biz de farklı renklerde olmak istiyoruz!”
Zarn önce çok sinirlenmiş ama sonra Mino’nun ne kadar mutlu olduğunu görünce, belki de farklılıktan korkmanın anlamsız olduğunu fark etmiş.
O günden sonra Yıldızova’da yeni bir kural başlamış: Her renk güzeldir. Her parıltı bir anlam taşır. Farklılık, gökyüzünün en güzel süsüdür.
Ve artık Yıldızova’da sarı yıldızlar da misafir olabiliyor, mavi yıldızlar dünyayı ziyaret edebiliyor, hatta bazı geceler gökyüzünde gökkuşağı desenli yıldızlar bile görünüyor.
Eğer bir gece gökyüzüne dikkatle bakarsan, sen de Mino’yu görebilirsin.
Parıltılı ve rengarenk.