Perşembe, Ekim 30, 2025
Ana SayfaYaşa Göre11+ Yaş MasallarıBulutların Üzerindeki Şehir

Bulutların Üzerindeki Şehir

Gökyüzünde bulutların üstünde gizli bir şehir ve iki dünyayı birleştiren cesur bir kızın masalı.

Bir zamanlar, gökyüzünün en yumuşak bulutlarının üstünde, gözle görülmeyen ama kalple hissedilen bir şehir varmış. Bu şehrin adı Aerolis’miş. Burada ne duman ne gürültü olurmuş; sadece rüzgârın şarkısı ve bulutların mırıltısı duyulurmuş.

Aerolis’in evleri bulut liflerinden örülür, çatılarında gökkuşağının yedi renginden sızan ışıklar dans edermiş. Geceleri, yıldızlar şehrin pencerelerine konar, sabah olunca rüzgârla veda eder giderlermiş.

Bu şehirde Lira adında meraklı bir kız yaşarmış. Lira, diğer çocuklar gibi bulutlarda zıplamakla yetinmezmiş. Aşağıdaki dünyayı merak edermiş — o mavi, uçsuz bucaksız denizin ve yeşil ormanların neye benzediğini hep düşünürmüş. Ama Aerolis halkı, “Aşağı inmek yasaktır.” derdi. Çünkü efsanelere göre, çok uzun zaman önce birileri aşağıya inmiş, sonra bir daha geri dönememiş.

Lira bu yasağa rağmen, bir gün Bulut Kuyusu denilen yere gitmiş. Orası, şehrin en altındaki sis tabakasına açılan, derin bir girdapmış. Kimse oraya yaklaşmazmış çünkü bulutlar orada kaynar gibi döner dururmuş.
Lira, elinde annesinin dokuduğu parlak bir rüzgâr ipiyle kuyunun kenarına varmış.
Rüzgâr ipini sıkıca beline bağlamış ve fısıldamış:

Ve o anda, bulutlar usulca açılmış, sanki onu çağırır gibi dönmeye başlamış.
Lira gözlerini kapatmış, rüzgâr ipine tutunarak aşağıya süzülmüş.


Yeryüzüyle İlk Karşılaşma

Rüzgâr önce nazikçe, sonra hızla esmiş. Bulutlar incelip yerini parlak bir ışığa bırakmış. Lira gözlerini açtığında, gökyüzünün tersine bakıyormuş — yukarıda kalan şehrini, bir hayal gibi, pamuk bir tülün ardında görüyormuş.

Yeryüzü… sıcak, renkli, ve inanılmaz derecede canlıymış.
Çiçeklerin kokusu, kuşların sesi, suyun parıltısı — hepsi Lira’ya büyü gibi gelmiş.
Ama kısa süre sonra fark etmiş ki, bu dünya sessiz değilmiş.
Uzaklarda kara dumanlar yükseliyor, ağaçlar hüzünle eğiliyormuş.
Bir köyden ağlayan bir çocuk sesi gelmiş. Lira hemen o yöne doğru koşmuş.

Köydeki insanlar göğe bakıyormuş; çünkü günlerdir yağmur yağmıyormuş, nehirler kurumuş.
Lira yanlarına varıp sormuş:

Lira o an anlamış: Aerolis’in bulutları artık dünyaya inmez olmuş.
Yani onların bolluğu, insanların susuzluğu pahasına sürüyormuş.

Çocuklarımızın İlgisini Çekebilir:  Küçük Murat’ın Misket Sevdası

Lira bunu değiştirmeye karar vermiş. Ama Aerolis’e nasıl döneceğini bilmiyormuş.
Tam umutsuzluğa kapılmışken, ormanın içinden ışıklı bir kuş çıkmış — kanatları gümüş gibi parlayan, sesi şarkı gibi akan bir kuş.
Adı Mirai imiş.
Mirai ona demiş ki:


Aerolis’in Kalbini Uyandırmak

Mirai’nin rehberliğinde Lira tekrar Bulut Kuyusu’na dönmüş, bu kez yukarı tırmanmak için değil, dünyanın sesini gökyüzüne taşımak için.
Rüzgâr ipini yere bağlamış, ellerini göğe kaldırmış ve şöyle demiş:

O anda gökyüzü ışımış. Bulutlar titremiş, rüzgâr fısıldamış.
Aerolis’in kalbi — yani şehrin ortasında duran Gümüş Rüzgâr Kristali — yeniden parlamaya başlamış.
Rüzgâr yükselmiş, yağmura dönüşmüş, ardından gökkuşakları açmış.
Yeryüzü suya kavuşmuş, insanlar sevinçle dans etmiş.

Ama Aerolis halkı aşağıdan gelen yağmurla irkilmiş. Onlar uzun süredir yağmur görmemişti.
Yaşlı Bilge Elyar, kristalin parlayışını görünce anlamış:

Lira nihayet şehrine geri dönmüş. Ama artık sadece Aerolis’in değil, iki dünyanın elçisi olmuş.
O günden sonra bulutlar her zaman yeryüzüne iner, ne zaman insanlar göğe teşekkür etse, Lira’nın rüzgâr ipi gökyüzünde usulca parıldarmış.


Son Söz

Ve derler ki hâlâ bazı akşamüstleri, gökyüzünde ince bir gümüş ip parıldar.
O ip, Lira’nın hem Aerolis’e hem yeryüzüne uzanan köprüsüdür.
Bulutların üstündeki şehir hâlâ oradadır — sadece kalbiyle görebilenler için.

Benzer Masallar

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz