Keloğlan ve Kötü Vezir

Masalı dinlemek için tıklayın.

Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, uzak diyarların birinde iyilikle yönetilen bir ülke varmış. Bu ülkenin padişahı iyi kalpli, adaletli bir adammış ama artık yaşlanmış. Ülkeyi idare etmekte zorlanınca işlerin çoğunu veziri Kara Vezir’e bırakmış. Ancak Kara Vezir’in kalbi padişah gibi temiz değilmiş. Halktan gizli gizli vergileri artırır, köylülerin mallarını toplatır, padişaha da “Her şey yolunda” dermiş.

İşte tam o sıralarda, başka bir köyde annesiyle yaşayan akıllı mı akıllı, saf mı saf bir delikanlı varmış: Keloğlan! Kafasında saç yokmuş ama aklında bin bir fikir varmış.

Bir gün köylerine gelen saray memurları halktan son kalan erzakları da almış. Keloğlan bu duruma çok kızmış. Annesi demiş ki:

— Oğlum, sabret, baş kaldırma. Elimizde bir şey kalmadıysa da canımız sağ olsun.

Ama Keloğlan kararlıymış:

— Ana, ben bu işin aslını öğreneceğim. Vezirin yaptığı bu haksızlığı padişaha anlatacağım!

Anası helallik verdikten sonra Keloğlan yollara düşmüş. Dağlar aşmış, dereler geçmiş, sonunda saraya varmış. Ama saraya girmek kolay mı? Keloğlan kafasını çalıştırmış. Bahçedeki saray aşçısının odun taşımasına yardım etmiş, karşılığında aşçının önerisiyle mutfakta işe başlamış.

Bir gün, Kara Vezir saray mutfağına uğramış. Keloğlan onu hemen tanımış. Vezir, mutfak çalışanlarına bağırıp çağırırken, cebinden bir tomar altın düşürmüş. Keloğlan altınları görünce şaşırmış: Bunlar halktan topladığı haksız paralar olmalıymış!

Keloğlan gece gizlice saraydan çıkıp pazardaki dilenci kılığına girmiş bir adamı takip etmiş. Meğer bu adam, aslında padişahın ta kendisiymiş! Halkın halini gizlice görmek için pazara böyle gelirmiş.

Keloğlan tam zamanında yetişmiş ve olanları padişaha anlatmış:

— Ey padişahım, veziriniz halkı soyuyor, size yalan söylüyor. Ben kendi gözümle gördüm!

Padişah önce inanmamış ama Keloğlan’ın zekâsıyla kurduğu tuzak sayesinde Kara Vezir’in hırsızlığı ortaya çıkmış. Vezir sürgüne gönderilmiş. Padişah, Keloğlan’a demiş ki:

— Sen çok zeki ve dürüst bir gençsin. Sarayda kal, vezirim ol!

Ama Keloğlan kibarca reddetmiş:

— Padişahım, ben köyümde, anamın yanında mutlu olurum. Yalnız sizden bir ricam var: Halkın halini kendiniz görün, onlara sahip çıkın.

Padişah bu sözlere çok kıymet vermiş. Keloğlan’a bir çuval altın ve köyüne bolluk göndermiş.

Ve Keloğlan, köyüne dönüp annesiyle mutlu mesut yaşamış.


Gökten üç elma düşmüş:

Biri bu masalı dinleyene,
Biri masalı anlatana,
Biri de doğruluk peşinde koşan Keloğlan’a…

Benzer Masallar

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz