Ay Dede’nin Bavulu

Bir varmış bir yokmuş…
Uçsuz bucaksız dağların ardında, küçük ama çok sevimli bir köy varmış. Bu köyde, minik bir çocuk yaşarmış. Adı Maviş’miş. Maviş’in gözleri gökyüzü gibi masmaviymiş, ama bazen gözlerinden damla damla özlem dökülürmüş.

Maviş’in babası, uzak bir ülkede çalışıyormuş. Her sabah okula giderken el salladığı pencere boş kalınca, içi burkulurmuş.

Bir gece Maviş, yatağına uzanıp gökyüzünü seyrederken Ay Dede’ye bakmış:
— “Ay Dede,” demiş usulca, “babam gibi sen de gurbettesin mi?”

Ay Dede, o gece biraz daha parlakmış sanki. Birden bulutların arasından konuşmuş:
— “Ben aslında gurbeti çok iyi bilirim, küçük Maviş. Çünkü ben her gece başka başka çocukların penceresindeyim. Ama ister misin sana bir sır vereyim?”

Maviş heyecanla başını sallamış.
Ay Dede, beyaz sakallarını sallayarak anlatmaya başlamış:
— “Benim bir bavulum var, sihirli bir bavul! İçine her çocuğun özlemini, mektubunu, sevincini ve gözyaşını koyarım. Sonra uçar uçar, o özlem kimeyse onu bulur.”

Maviş’in gözleri parlamış.
— “Ben de babama özlemimi yollar mıyım bu bavulla?”
— “Tabii!” demiş Ay Dede. “Ama önce içine birkaç şey koymalıyız. Mesela… özlediğin şeyleri anlatan bir çizim, annenle birlikte yaptığın kurabiyenin tarifi ve en sevdiğin masal kitabından bir sayfa…”

O gece Maviş, kalbinden geçenleri bir kağıda çizmiş: babasıyla el ele yürüdükleri bir resim. Sonra annesiyle birlikte en sevdikleri tarçınlı kurabiyenin tarifini yazmış. Son olarak da uyumadan önce en sevdiği masaldan bir sayfayı katlayıp koymuş.

Sabah olduğunda, Ay Dede’nin ışığıyla parlayan küçük bir bavul pencerenin önünde duruyormuş. Maviş bavula baktığında içindeki her şeyin yerli yerinde olduğunu görmüş. Bavul, pırrr diye gökyüzüne yükselmiş ve uzaklardaki babasına doğru yola çıkmış.

Günler geçmiş. Sonra bir gün köyün meydanında bir postacı belirivermiş.
— “Maviş!” demiş. “Uzaklardan sana bir paket var.”

Paketin içinden bir tişört, bir oyuncak ayı ve bir zarf çıkmış. Zarfta babasının el yazısıyla şöyle yazıyormuş:

“Sevgili oğlum, mektubun kalbime dokundu. Kurabiye tarifini iş arkadaşlarımla denedik, harikaydı. Senin çizimini yatağımın başucuna astım. Çok yakında seni koklamak için döneceğim. Seni gökyüzündeki Ay Dede kadar çok seviyorum.”

O günden sonra Maviş her gece gökyüzüne bakar, başka çocukların bavullarını seyredermiş. Çünkü artık bilirmiş ki… gurbet bazen uzaklarda olmak demekmiş, ama sevgiyle örülen yollarla kalpler hep yan yanaymış.

Ve gökyüzünde bir bavul daha süzüldü mü, Maviş gülümsermiş.

Gökler açık, kalpler sımsıcak, masallar sonsuzmuş…
Gökten üç bavul düşmüş: biri sevgi, biri umut, biri de gurbeti sıcacık yapan hayal gücüymüş.

Benzer Masallar

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz