Ana SayfaYaşa Göre5-6 Yaş MasallarıAyışığı Fısıltıları ve Uyuyan Orman

Ayışığı Fısıltıları ve Uyuyan Orman

Ay ışığında uyanan ormanda, Lina'nın kalbiyle başlayan büyülü bir yolculuk.

Bir varmış, bir yokmuş. Uzak diyarların birinde, ne haritalarda yeri olan ne de rüzgârların kolayca uğrayabildiği, derin bir orman varmış. Bu ormana herkes Uyuyan Orman dermiş. Çünkü ağaçları konuşmaz, kuşları ötmez, ne bir yaprak kıpırdar ne de bir dal esnermiş. Sanki orman, bin yıllık bir uykunun tam ortasındaymış gibi suskunmuş.

Ama geceleri… Ah, işte geceleri bambaşkaymış. Güneşin battığı, gökyüzünün gümüş rengiyle boyandığı anlarda, ormanın üstüne sessizce bir ayışığı inermiş. Ve o anda başlarmış fısıltılar…

Kimse bu fısıltıların nereden geldiğini bilmezmiş. Kimi der ki, yaprakların arasında saklanan rüya perileri konuşurmuş. Kimi de, ormanın kalbinde gizlenen eski bir kalbin attığını söyler. Ama gerçek başka bir şeymiş…

Ormanın hemen kıyısında, küçük bir kulübede tek başına yaşayan Lina adında bir kız çocuğu varmış. Lina’nın elleriyle büyüttüğü çiçekler, rüzgârla konuşan hikâyeleri ve uykusunu bekleyen soruları varmış.

Her gece ay doğduğunda, Lina usulca penceresini açar, elini göğsüne koyar ve fısıltıları dinlermiş.

“Kim var orada?” dermiş bazen.
Ve rüzgâr, ipek gibi bir sesle karşılık verirmiş:
“Unutulmuş hikâyeler… Uyuyan bir zaman… Sen hatırladıkça uyanacak olan…”

Günlerden bir gün, Lina ormanın içine doğru yürümeye karar vermiş. Yanında yalnızca küçük bir fener, eski bir müzik kutusu ve büyükannesinin ördüğü ay desenli atkısı varmış. Ağaçların arasından geçtikçe orman değişmeye başlamış. Yapraklar hafifçe kıpırdanmış, toprağın altından sıcak bir nefes yükselmiş gibiymiş.

Lina yürüdükçe, uyuyan orman sanki gözlerini açıyor, uykusundan uyanıyor gibiymiş.

Bir ağacın dibinde durmuş Lina. Elini yere koymuş, gözlerini kapatmış ve şöyle demiş:

“Ben buradayım. Seni hatırlıyorum. Seni dinliyorum.”

İşte o an, orman ilk defa konuşmuş. Gövdesi yosunla kaplı bir çınar ağacının içinden, yaşlı bir ses yükselmiş:

“Uzun zamandır biri bizi duydu… Unutuldukça sustuk, sustukça uyuduk. Ama senin kalbin, eski zamanların melodisini taşıyor. Uykumuzun şarkısı senin sesinle tamamlandı.”

Ve birden bire tüm orman hafifçe titremiş. Kuşlar uyanmış, çiçekler solgun renklerini geri kazanmış, gece bir masal gibi aydınlanmış.

Ay gökyüzünde gülümsüyormuş sanki.

O günden sonra ormana artık kimse “Uyuyan Orman” dememiş. Ormanın yeni adı Ayışığı Ormanı olmuş. Çünkü her gece ay doğarken, ağaçlar Lina’nın anlattığı masalları dinler, rüzgâr notalara dönüşür, yapraklar da alkış gibi dans edermiş.

Ve kim bilir… Belki bir gece sen de o ormana yolun düşerse, ayışığıyla birlikte bir fısıltı duyarsın.
Kalbini dinlemeyi unutma. Belki orman, sana da bir sır fısıldar.

Benzer Masallar

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz