Ana SayfaYaşa Göre11+ Yaş MasallarıZamanın Kum Saatindeki Sır

Zamanın Kum Saatindeki Sır

Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, zamanın kendi içinde katlandığı, geçmişin gelecekle iç içe geçtiği gizemli bir diyar varmış. Bu diyara Zamanyurdu derlermiş. Ne haritalarda yeri bulunurmuş, ne de gökyüzünde bir yıldızla işaretliymiş. Orası sadece zamanı gerçekten anlayanların erişebildiği, sonsuzlukla anların dans ettiği bir yermiş.

Bu diyarda, zamanı yöneten kadim bir kum saati varmış. Kumları sıradan değilmiş; her bir tanesi bir hatırayı, bir hissi, bir yaşanmışlığı temsil edermiş. Kum saatinin adı Zeraphos imiş ve sadece bir kişi tarafından kullanılabilirmiş: Zamanbekçisi.

O yılın Zamanbekçisi, henüz on üç yaşında bir kız çocuğuymuş. Adı Lira’ymış. Lira, küçüklüğünden beri saatlerin tik taklarını melodiler gibi duyarmış. Ne zaman rüzgâr esip ağaç yapraklarını titreştirse, o titreşimlerin ardında bir ritim yakalarmış. Lira sıradan bir çocuk olmadığını bilirmiş ama nedenini bir türlü anlayamazmış.

Bir gece, dolunay tam tepede parladığında, eski bir kutunun içinde tozlu bir anahtar bulmuş. Anahtarın üstünde sonsuzluk sembolü işlenmiş ve ucundan incecik altın bir zincir sarkıyormuş. Zincirin ucunda küçük bir kum saati kolye varmış. Kolye, Lira’nın dokunuşuyla parlamaya başlamış. Gözlerini kapattığında, kendini başka bir yerde bulmuş: Zaman yurdun da.

Lira, burada zamanın aktığı ama yaşlanmanın olmadığı bir yerle karşılaşmış. Zamanın kendisi, tıpkı bir nehir gibi, etrafından akıp geçiyormuş. Orada yaşlı bir kadın onu bekliyormuş. Kadının adı Morgalya’ymış ve eski Zamanbekçisiymiş. Artık görevi devretme vakti gelmiş.

Lira’ya Zeraphos’u göstermişler. Kum saatinin içindeki kumlar altın rengiyle parlıyor, ama ortasında karanlık bir bölge kar gibi donmuş şekilde duruyormuş.

“Bu karanlık bölge,” demiş Morgalya, “unutulmuş zamanlara ait. Orada bir sır saklı. Zamanı durdurabilecek, ya da sonsuza dek serbest bırakabilecek bir sır. Ama sır, yalnızca kalbi saf, niyeti temiz olan biri tarafından çözülebilir.”

Lira, görevi kabul etmiş. Ama sırra ulaşmak için üç zamansal sınavı geçmesi gerekiyormuş:

Birinci Sınav: Geçmişin Gölgesi

Lira, kendi geçmişine gönderilmiş. Annesinin hastalandığı ve babasının kaybolduğu günü yeniden yaşamış. Ama bu kez, hiçbir şeyi değiştiremeyecekmiş. Görevi, acının içinden geçip yine de devam edebilmekmiş. Bu sınavda gözyaşlarıyla yoğrulmuş sabrı öğrenmiş.

İkinci Sınav: Şimdinin Rüyası

Bir aynanın içine girmiş ve içinde farklı versiyonlarını görmüş. Her biri farklı bir karar almış, farklı bir yaşam sürmüş. Kimi zengin, kimi yalnız, kimi çok güçlü ama kalpsizmiş. Lira, tüm yansımaların ortasında gerçek benliğini bulup aynanın içinden çıkabilmiş. Böylece “kim olduğunu unutmadan kim olabileceğini” öğrenmiş.

Üçüncü Sınav: Geleceğin Fısıltısı

Son sınavda, binlerce farklı gelecek önüne serilmiş. Kimi yerlerde dünya sessizliğe gömülmüş, kimisinde insanlar zamanı savaş için kullanmış. Ama bir gelecekte, çocuklar ellerinde yıldız tohumlarıyla zamanı sevgiyle ekerken görülmüş. Lira, o geleceği seçmiş. Çünkü içinde umut varmış.

Bu üç sınavı başarıyla geçince, karanlık bölge aydınlanmış. Sır, kum saatinin en dibinde parlayan bir cümleymiş:

“Zaman, sevgiyle hatırlanırsa sonsuza kadar yaşar.”

Lira, Zamanyurdu’na döndüğünde artık sadece bir çocuk değilmiş. O, Zamanın Hafızası olmuş. Zeraphos’u gökyüzüne kaldırmış ve kumlar bir yıldız gibi patlamış. O andan sonra, zaman daha yumuşak akmış, insanlar anların kıymetini biraz daha fazla bilmeye başlamış.

Ve Lira… Her gece uyumadan önce kum saatini çevirir, küçük bir not bırakırmış içine:

“Her an bir mucizedir. Unutma.”

Benzer Masallar

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz